Daha önce defalarca yazdım: Bir devlet suçun bireyselliği ilkesini bir kenara bırakarak “kolektif cezalandırma” yaparsa bu soykırıma varan bir süreci tetikler. Gülen Cemaati, Hizmet Hareketi veya Gülen Hareketi gibi adlarla anılan sivil toplum hareketinin (kısaca HH diyelim) Türkiye’de “Paralel Devlet...
Tarihe yüzyılın felaketi diye geçen iki büyük deprem yaşadık. Kahramanmaraş, Osmaniye, Kilis, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adana, Elazığ, Hatay, Adıyaman ve Gaziantep’i etkileyen deprem, bunalımda olan ülkemizi bir de sahipsizlik ve çaresizlik illeti ile vurdu.
Bir enkazın altında, üstünde binlerce ton kum, demir, toprak yığını varken bir saat iki saat üç saat değil, bir gün iki gün üç gün değil, tam 12 gün 296 saat kurtarılmayı beklemenin ne denli korkunç bir durum olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Ülkemizde hukuk alanında yaşanan problemlerin nedenlerinden birisi anayasa ve yasa gibi temel hukuk metinlerinde yazanların ne anlama geldiğinin okuyana göre farklılık göstermesidir. Diğeri ve daha kötüsü ise yöneticilerin kendi istedikleri anlama göre yasa metinlerinde ekleme ve değişiklikler yapmasıdır.
Türk Dil Kurumu zulmü: “Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, eziyet, cefa” olarak tanımlamış.
Yaşlı Kürt anne, Ankara’nın göbeğinde çocuğu hatta torunu yaşında bir polis tarafından tartaklanıyor, incecik kolu ters çevrili bir halde itekleniyor. Örselenen, yerlerde sürüklenen, kabalığın en zirve haline maruz bırakılan yaşlı kadınlar, tokatlanan milletvekilleri, kendi parti binasına girmesine müsaade edilmeyen genel...
2008 yılında tüm dünyayı şaşkına çeviren gelişmenin adresi Yemen’di. Henüz 10 yaşında olan Nujood Ali’nin kendinden 20 yaş daha büyük eşinden boşanmak için verdiği mücadele dünyanın ilgisini yeniden küçük yaşta evlendirilmek zorunda bırakılan ‘çocuk gelinler’ olgusuna yöneltti.
Yıllar ilerledikçe ülkenin yakın siyasi tarihi ile arasındaki makas açılıyor.