Günümüzde yaşanan mezalim karşısında çoklarımız itibariyle aynı duyguları yaşıyor, aynı düşüncelerle oturup kalkıyoruz. Uykularımız kaçıyor, elem ve ızdırapla inliyoruz. Fakat şuna inancımız tam ki, maruz kaldığımız bela ve musibetleri sabır ve rıza ile karşılayabildiğimiz takdirde, bu dünyada çektiğimiz bütün sıkıntı...
Allah çok i̇nsanlara, araba, apartman, mal, mülk, i̇tibar, arkadaş, şan, şöhret vermiş; bazı i̇nsanlara da fakirlik, dert, musibet, elem, keder vermiş; sonraki i̇nsanlar çok mu kötü, yoksa Allah öbürlerini çok mu seviyor?
Allah niçin kullarını bir yaratmadı? Kimini kör, kimisini topal olarak yarattı?
Ecel, bir varlığın kendi şartları ve kendi buutları içinde geçireceği sürenin sonu ve o varlığın hayat serencâmesinin bitimi demektir. Sonradan var olan her şey, aslında böyle bir “son” ve “bitim” yazısıyla dünyaya gelir.
Bizler dünkü kültür ortamında yetişen nesilleriz; yarınki kuşaklar da, şimdilerde bizim oluşturduğumuz/oluşturacağımız irfan atmosferinin çocukları olacaklardır.
Bir zamanlar bizim dünyamızda her şey çok renkli ve çok derindi; öyle ki, bu âlemde her zaman sağlam bir dünyevîliğin yanında engin bir uhrevîlik göze çarpardı. Onun atmosferine girenler, idrak seviyelerine göre burayı ötelerle beraber yaşar ve kendilerini bir enginliğin...
İlim ve araştırma aşkı, ilâhî isimleri, o isimler arkasındaki Zât’ı yakından tanıma, tanıyıp yakınlığına ulaşma ve canlı-cansız karşılaşılan her nesnede O’ndan esintiler duyup hissetme adına zevkli, mukaddes bir iştiyak ve heyecanın unvanıdır.
Soru: Hz. Ebû Bekir’in namazlarda okuyacağı bir dua talebi üzerine Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ona, اللَّهمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْمًا كَثِيرًا وَلَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ فَاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ، وَارْحَمْنِي إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ duasını öğretmiştir. (Buharî, daavât 16) Bu...